Menü Kategoriler
Coğrafya
Şanlı Ay Yıldızlı Al Bayrak
08 Aralık 2024 Pazar

Irak

DEVLETİN ADI: Irak Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: Bağdat
YÜZÖLÇÜMÜ: 438.317 km2
NÜFUSU: 18.838.000 (1993)
RESMİ DİLİ: Arapça
DİNİ: İslam (% 95), Hıristiyan (% 5)
PARA BİRİMİ: Dinar

Türkiye’nin güneyinde bir Ortadoğu ülkesi.Kuzeyde Türkiye, doğuda İran, güneydoğuda Basra Körfezi ve Kuveyt, güneyde Suudi Arabistan, batıda Ürdün ve Suriye ile sınırlanmış ve 38°-48° doğu meridyenleri ile 28°-38° paralelleri arasında yer almaktadır. Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında bir geçit kabul edilmektedir. Birleşmiş Milletler ve BağlantısızlarPaktı üyesi, sosyalist bir ülkedir.

Tarihi

Irak’ın bulunduğu Mezopotamya bölgesi dünyanın ilk önemli yerleşim merkezlerinden biridir.M.Ö. 7. yüzyıla kadar Sümer-Akad, Babil ve Asurların elinde kalmış, bu tarihte ise Perslerin eline geçmiştir. Bölgede İslamiyetten önceki Araplar da Main,Sebai ve Himyeri devletlerini kurdular. İslamiyetin doğuşu ve hızla gelişmesi ile birlikte Müslümanlar uzun süre bölgeye hakim oldular.Müslümanların dördüncü halifesi hazret-i Ali’nin kabri Necef’tedir.Oğlu hazret-i Hüseyin de burada Kerbela’da şehid olmuştur.İmam-ı A’zam Ebu Hanife,Ahmed bin Hanbel, Abdülkadir Geylani gibi büyük alim ve velilerBağdat ve Kufe’de yetişmişler, insanlığa ilim ve hikmet yaymışlardır. Bu üç zatın türbesi halenBağdat’tadır.

Bağdat 762’den itibaren yeni baştan imar edilerek Abbasilerin yani, İslam dünyasının başşehri oldu ve dünyanın en önemli kültür merkezlerinden biri haline geldi. Bilhassa 786-809 seneleri arasında halifelik yapan Harunürreşid ve oğlu Me’mun zamanında Irak dünyanın en parlak ilim ve kültür merkezi oldu. Ancak 1258’de Irak’a girenMoğol hükümdarı Hülagü, şehirleri yakıp yıkmış, binlerce Müslümanı öldürmüştür. Daha sonraki tarihlerde de eski günleri bulamayan Irak, sırasıyla Celayirliler,Timuroğulları, Karakoyunlular,Akkoyunlular, ve Safevilerin hakimiyeti altında kaldı. 1515’te Kuzey Irak’ın Osmanlı topraklarına katılmasını takibenKanuni SultanSüleyman Han 1534’te ülkenin tamamını fethetti.Irak,Osmanlı hakimiyetinde kaldığı yaklaşık beş asırlık süre zarfında en parlak dönemlerini yaşadı. Kıymetli alimler İstanbul’a götürülerek, çalışmaları için her türlü imkan temin edildi.Osmanlı Sultanı Dördüncü Murad Han zamanında Bağdat ikinci defa fethedildi. Bu fetihte padişah bizzat harbe iştirak etmiş, kale kapısı yıkılırken elindeki gürzle o da yardım etmişti.Kalenin fethinden sonra Şiilerin yıktığı İmam-ı A’zam türbesini yeniden inşa ettirdi.Irak’a göz koyan İngilizler,Birinci Dünya Savaşı sırasında 20Kasım 1914’te Basra’ya girdiler. Ancak 29 Mayıs 1916’da Irak ve Osmanlı Kuvvetleri “Selman Pak” meydan savaşında İngilizleri yenerek tamamını esir ettiler. Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlılar bölgeden çekildiklerindenIraklılar yalnız ve zayıf kaldılar. Bunu farkeden İngiltere 1918’de ordularını Musul’a soktu. 1920’de yapılan son Roma Konferansında da Irak’ın İngiliz mandası altına girmesi kararlaştırıldı. 1930’da İngiltere Irak’a sözde bağımsızlık tanıdı. 1933’te de Faysal’ın oğlu Gazi, kral oldu. Irakİkinci Dünya Savaşına girmedi. Ancak bütün İngiliz sömürgeleri gibi savaştan etkilendi. 14 Temmuz 1958’de Irak ordusu, 22 yaşındaki Kral İkinci Faysal’ın da öldürüldüğü kanlı bir darbe ile yönetime el koyarak cumhuriyeti ilan etti. Ancak darbeci Abdülkerim Kasım tam bir diktatör olduğundan,Irak’a İngilizlerden fazla bir hürriyet vermedi. Bunun üzerine SosyalistArap Baas Partisi aynı senenin 8 Şubatında yönetimi ele geçirdi. 18 Kasım 1963’te işe Arif Kardeşler, karşı darbe ile başa geçti. Beş sene sonra 30Temmuz 1968’de de BaasPartisi yeni bir darbe yaparak ikinci defa yönetimi ele geçirdi. Saddam Hüseyin’in başkanlığındaki Devrim Komuta Konseyi ve Sosyalis ArapBaasPartisi bugün de işbaşındadır. 22 Eylül 1980’de başlayan Irak-İran savaşı ülkede yüzbinlerce insan kaybına, milyarlarca dolarlık zarara huzurun, barışın ve düzeninin bozulmasına yol açtı.Sekiz sene gibi uzun bir savaş sonunda, 20.8.1988’de ateşkes imzalandı.

1990 ortalarında Irak orduları Kuveyt’e girerek burayı işgal etti. Bunun üzerine başlayan Körfez Krizi petrol fiatlarının artmasına ve ekonomik dalgalanmalara sebeb oldu. ABD-Suudi Arabistan’ın güvenliğini sağlamak için 500.000 asker, birçok Avrupa devleti de Basra Körfezine donanma gönderdi.Irak’a, Kuveyt’i boşaltmak için verilen sürenin bittiği 16 Ocak 1991 günü, Müttefik güçler askeri harekata başladı. Bir ay zarfında Irak mağlub olarakKuveyt’ten çekilmek mecburiyetinde kaldı. Ateşkes antlaşması imzalanarak barış görüşmelerine başlandı. Amerika Irak’ın kuzey sınırındaki kürtleri korumak için askeri birlik bulundurmaktadır.

Fiziki Yapı

Irak fiziki yapı bakımından genelde dört bölgeye ayrılır:Bunlar, kuzey ve kuzeydoğuyu kaplayan dağlık bölge; bu bölgenin güneyinde yeralan,Basra Körfezi kıyısındaki bataklıklar; güney ve batıdaki çöllerle sınırlanmış olanMezopotamya arazisi ve Ürdün, Suudi Arabistan,Güney Suriye sınırlarına yakın bölgelerden başlayarak komşu ülkelerin içlerine doğru uzanan step ve çöllerdir.Ülkenin en büyük platosu kuzeyde bulunan Cezire’dir.Yine kuzeydeki Alp-Himalaya dağ dizisi üyeleri Zagros Dağları Irak’ın en yüksek bölgeleri olup, 5605 m’ye kadar yükselirler. Dicle ve kolları, Fırat,Irak ve Mezopotamya’nın hayat kaynağıdır. Bu iki ırmak bölgeyi suladıktan sonra,Basra Körfezine 150 km kala Şattülarap su yolunda birleşirler. Bu yol Irak’ın en önemli limanı olanBasra’yı körfeze bağladığından çok önemlidir. Dicle ve Fırat yüzyıllardan beri Türkiye ve Suriye’den,Irak’ın kuzeyinden taşıdıkları topraklarla denizi doldurarakAşağı Mezopotamya’nın ucundaki deltanın alüvyonal özellikte çok verimli bir ova haline gelmesine sebep olmuşlardır. Ülkenin diğer önemli akarsuları Büyük Zap, KüçükZap ve Uzuym nehirleridir.Ülkede çok sayıda göl bulunmasına rağmen, tam bir göl özelliği göstermezler. Bir çoğu yağmur suyu ile dolan sathi (yüzeysel) çukurluklardır. Basra Körfezine yakın göllerin çoğu da sazlarla kaplı bataklıklar halindedir.Irak’ın en büyük gölü Şattülarap su yolu ile Fırat Nehri arasındaki Hürülhammar Gölüdür.

İklimi

Irak’ta iklim kış-yaz mevsimleri ve güney-kuzey bölgeleri arasında büyük değişiklik gösterir.Yaz mevsimi güneyde uzun, sıcak ve kuraktır.Sıcaklık bölgede ortalama 46°C’yi bulur. Kuzeyde ise serince ve kısa sürer. Kış mevsimi ise güneyde kısa sürer ve serin geçer.Kuzey bölgelerde ise kış çok karlı ve uzundur. Bu bölgelerde kış aylarındaki sıcaklık ortalaması sıfırın altındadır. Yağış ise ülke genelinde kış aylarında olur.Mezopotamya’da senelik ortalaması 178 mm olan yağış, dağlık bögelerde 1016 mm’yi bulur.Yağışlar güneyde yağmur, kuzeyde kar şeklinde olur.Çöl bölgelerinde ise ancak dünya çapında büyük bir kış olduğu zamanlarda kısa süreli yağışlar tesbit edilmiştir.

Tabii Kaynaklar

Irak bitki örtüsü bakımından da iklime bağlı olarak bölgelere göre dağişiklik gösterir. Dağlık bölge, yamaçlarda çam, meşe, fıstık ağaçları, daha yukarılarda diken ve çalılıklarla kaplanmıştır.Suriye sınırı yakınlarındaki kısımlarda bir iki yıllık cılız bitkilere rastlanır.Güneydeki steplerde bozkır bitkileri, çöllerde ise dikenli bitkiler görülür. Aşağı Mezopotamya’nın bir kısmı ve Basra Körfezi kıyısı bataklık özelliği gösterdiğinden buralar söğüt, kavak ağaçları, yeşillikler, su otları ve sazlarla kaplıdır.

Ülkedeki vahşi ve yabani hayvanların en bol bulunduğu yerler dağlardır. Buralarda çakal, sırtlan ve yabani tavşana rastlanır.Çöllerde çölyılanı, çölfaresi,Dicle ve Fırat gibi büyük ırmak boylarında ise kurbağa, yılan ve yabani ördek görülür.

Irak’ın en önemli tabii kaynağı petroldür.Petrol, Kerkük,Musul ve Basra olmak üzere üç bölgeden çıkarılır.Ülkenin senelik petrol istihsali 31 milyon varil civarındadır.Kuzeyden çıkarılan petrol, petrol boru hattı ile Suriye’nin Baniyar,Lübnan’ın Trablus-şam limanlarına ve ülkemizin Yumurtalık tesislerine pompalanır.Güneyden çıkarılan petrol ise körfez kıyısındaki limanlardan borularla sevk edilir.

Irak’tan çıkarılan, değeri petrolle yakın diğer bir tabii servet kükürttür. Bunu, senede 12 bin ton çıkarılan asbest takib eder.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Irak, ender rastlanacak bir tarihe sahib olduğundan ülke nüfusunu meydana getiren gruplar da kendisine has özellikler gösterir. Birinci Dünya Savaşı sırasında 2,5 milyon olan ülke nüfusu % 35’lik artış oranı ile günümüzde 17.215.000’e ulaşmıştır.Halkın % 80’i Araptır. Geri kalan % 20’lik kısmı, kuzey bölgelerde yaşayan Kürtler,Kerkük ve Musul’daki Türkler ve çeşitli yerlerde yerleşmiş bulunan Ermeni, Yahudi, Yezidi, Süryani ve Asuri azınlıklar teşkil eder. Türkler okullarında Türkçe öğretim yapabilme, diğer azınlıklar da bazı konularda özerk davranabilme hakkına sahiptir. Arapça resmi dil olması ve halkın büyük çoğunluğunun Arap olması sebebiyle en çok konuşulan lisandır.IrakArapçası yazıda modern, telaffuzda mahalli sitili benimsemiştir. Arapçayı, sırasıyla Kürtçe, Türkçe ve Ermenice takip eder.İngilizce ise en çok kullanılan batı lisanıdır.

Halkın çoğu Müslümandır.Müslüman olan Araplar, Türkler ve Farslar toplam nüfusun % 95’ini meydana getirirler. 1960’a kadar Müslüman toplumunun yarısına yakını Şiiydi. Ancak bu yıllarda çeşitli siyasi sebeplerden dolayı ülkeden fazla miktarda Şii çıkarıldığından bugün ülkede sadece Kerbela ve Necef civarında Şii bulunmaktadır. Hıristiyan toplumu da, Katolik olan Musul’daki bir kısım Araplar, Ortodoks olan Ermeniler, kendi kiliselerine bağlı olan Süryani ve Yezidiler meydana getirir. Ülkedeki diğer iki dini grup ise Yahudiler ve ilkel dinleri olan Asurilerdir.

Ülkede eğitim parasız ve mecburiyet olmadan yürütülmektedir. İlk ve Orta öğretim seviyesi komşu ülkelere nazaran düşüktür. 1959 senesinde başlatılan okuma yazma seferberliği ile okur-yazar oranı 1979’da % 30’a çıkmış, günümüzde ise % 40’ı aşmıştır.

Siyasi Hayat

Irak, tek partili cumhuriyet sistemi ile yönetilmektedir.Ülke idaresinin görüşüldüğü 250 kişilik bir meclis vardır. Seçimler tek parti ve tek liste ile yapılır.Cumhurbaşkanı 1968 ihtilalini yapan Devrim Komuta Konseyinin başkanlığına 1979’da getirilen Saddam Hüseyin’dir.

Irak’taki idari taksimat, Osmanlılar zamanındakinin devamı olup, batı sistemlerinden hemen hiç etkilenmemiştir. 16 şehrin en önemlileri Bağdat, Basra, Kerkük, Musul,Necef,Kerbela, Hilla ve El-Kazimeyn’dir. Şehirlerin başında, ülkemizdeki valiye karşılık olan mutasarrıflar bulunur. Şehirlerden sonra kaymakamların idare ettiği kazalar gelir.Nahiyeler ise, müdürlerin yönettiği köyden büyük yerleşim merkezleridir.Köy idarecisi olan muhtarlar genellikle halk tarafından işbaşına getirilir.

Ekonomi

Tarım:Irak petrolünün keşfine kadar, ülke tamamen bir tarım ülkesi idi. Tarım eskisi gibi olmamakla beraber bugün de önemini korumaktadır.Petrolden elde edilen gelirin büyük bir bölümü tarımın modernizasyonunda kullanılır. Tarım arazileri genelde Mezopotamya bölgesi ve büyük ırmaklar boyunda toplanmıştır. Ancak buralardaki yüksek vasıflı topraklardan gerektiği kadar faydalanılmamaktadır.Ülkenin 430.000 km2’ye yakın olan arazisinin % 43’ü tarıma elverişli olmasına rağmen, ancak % 8’inden düzenli olarak faydalanılmaktadır.

Irmak boylarındaki vadiler ve kuzeydeki yaylalar daha çok tahıl, tütün ve meyve üretimine elverişlidir. Daha güneydeki bölgelerde ise buğday, arpa, mısır, pirinç, susam, fındık, sebzeler, meyveler, tütün ve afyon yetişir.Hurma hemen hemen bütün bögelerde yetişen milli bir üründür.Irak tek başına dünya hurma üretiminin yüzde yetmiş beşini karşıladığından, hurma ekonomiye en büyük katkısı olan tarım ürünüdür.

Hayvancılık ve tarım: Irak halkının hayatı ile büyük ölçüde parelellik gösterir.Sığır, eşek, katır kuzey bölgelerinde; deve, Asur arazisi, çöller ve Mezopotamya’nın bir bölümünde; koyun Mezopotamya’nın batısında yetiştirilir. Ülkedeki büyükbaş hayvanların sayısı toplam dört milyon, küçükbaşlarınki ise üç milyon civarındadır.

Balıkçılık: Daha çok kuzey bölgelerin merkezi kısımlarındaki ırmaklarda gelişmektedir. Irmak ve göllerde sazan balığı, ve tatlısu balıkları bulunur. Daha önceleri balıkçılık körfez kıyısında da önemli bir geçim kaynağı iken savaş ve savaşın sonucu olan deniz kirlenmesi buradaki balık neslini tüketmiştir.

Sanayi: Irak’ta çıkarılan petrolün mühim bir kısmının ham olarak ihraç edilmesine rağmen, sanayinin en önemli kolu petrol rafinerizasyonu vepetro-kimyadır. Petrol rafinerileri Bağdat, Basra, Kerkük ve Musul’da; petro-kimya tesisleri ise,Bağdat’ta bulunur.Sanayiin bu kolunda genelde Rus teknolojisi kullanılmaktadır.Petrolü pamuklu, yünlü ve ipekli dokuma takib eder. Tekstil sanayii Bağdat, Musul ve Hilla’da toplanmıştır.Yakın tarihte büyük ilerleme gösteren diğer sanayi dalları, çimento ve sun’i gübre üretimidir. Konserve, şeker, sigara, nebati yağ ağaç ürünleri imalatı da tarıma bağlı olarak gelişmektedir.Ülke diğer birçok sanayi kolunda olduğu gibi tarım araçları ve otomotiv sanayiinde de Sovyet teknolojisinden faydalanmaktadır. Körfez savaşı ile sanayi ve ekonomik durumu güçlüklerin içine düşmüştür.Memleket bir baştan bir başa harap olmuştur.

Ticaret:Irak’ta ülke içi ticaret eski metodlarla yapılmakta, nakliye ve tabiat şartları sebebiyle her bölge kendisini beslemek zorunda kalmaktadır. Dış ticaret ise yeni yeni gelişmeye çalışmaktadır. İhracatında büyük payı ham petrol tutar. Bunu hurma ve çimento izler. İthalat ise daha çok teknoloji transferi ve ağır sanayi ürünleri şeklinde olmaktadır. Önemli ithal ürünleri makina, araç, yiyecek maddeleridir.

Ulaşım:Irak’ta ulaştırma genelde karayolu ile yapılır. En önemli yolları:Sınırları ve petrol bölgelerini Bağdat’a bağlayan yollardır.Karayollarının toplam uzunluğu 33.238 kilometredir.Ülke içi ulaşımda demiryolu ikinci sırayı alır. 1914’te yapılmaya başlanan demiryolları bugün 2439 km uzunluğa ulaşmış olup, hemen hemen bütün büyük şehirleri birbirine bağlar. Büyük ırmaklar ve sun’i su yolları da şartların uygun olduğu zamanlarda ulaşımda önemli yer tutabilmektedir . Irak, Basra körfezinde sadece 100 kilometrelik bir kıyısı olmasına rağmen her türlü deniz vasıtasına hizmet verebilecek iki büyük limana sahiptir. Bunlar körfez kıyısındaki Ümm-ül-Kasr ile Şattülarap su yolu kıyısındaki Basra limanlarıdır.Ülke içi ulaşımda havayolu konusuna önem verilmemesine rağmen,Bağdat ve Basra milletlerarası hava trafiğinin mühim durak yerleridir.

Irak'ın İşgali

ABD ve Birleşik Krallık öncülüğündeki koalisyon kuvvetleri Irak'ı kitle imha silahlarından arındırmak ,Saddam Hüseyin'in teröre verdiği desteği kesmek ve Irak Halkını özgürleştirmek gerekçeleriyle Irak'taki Baas Rejimi'ne karşı saldırıya geçti.20 Mart 2003'te başlayan hava saldırısı ve onu takip eden kara harekatı sonunda 9 Nisan 2003'te başkent Bağdat'a giren koalisyon güçleri Saddam Hüseyin iktidarını devirdi.15 Nisan'da Irak tümüyle koalisyon güçlerinin denetimine geçti.