Gaziantep
Tarihi Eserler ve Turistik Yerler
Gaziantep târihî ve turistik yerler bakımından olduğu gibi, Ortadoğu ülkeleri ile Türkiye arasındaki yolların kavşak noktası olduğu için dış ve iç turizmi hareketlidir. Gaziantep ilinde 100’e yakın kale, höyük, harâbe, eski devirlere âit şehir kalıntıları, yüzlerce türbe, çeşitli devirlere âit çok sayıda câmi vardır.
Gaziantep Kalesi: Çok eski bir kaledir. Abbâsî Halîfesi Hârûn Reşîd, 6. asırda Bizans İmparatoru Justinianus ve 16. asırda Osmanlılar tâmir ettirmiştir. Kale dâire şeklinde olup, duvarlarının uzunluğu, 1200 metredir. 26 burcu, câmi ve diğer yapıların kalıntıları ile kalenin etrâfında derin çukurlar vardır. Kale şehre hâkim bir yerdedir. Kale hakkında pekçok efsâneler vardır.
Revanda Kalesi: Gaziantep-Kilis arasındadır.Yapım târihi bilinmemektedir. Muhteşem bir yapı olup, duvar ve burçları sağlamdır. Kale içinde su sarnıçları ve yapı kalıntıları vardır.
Tilbaşar Kalesi: Oğuzeli ilçesine 10 km uzaklıktadır. Eski adı Türbessel’dir. Sultan Mes’ûd’un oğlu Kılıç Arslan 1149’da bu kaleyi feth etmiştir. Eski devirlerde büyük bir ticâret ve sanâyi şehriydi.
Ömeriye Câmii: Hazret-i Ömer zamânında yapılmış târihî bir câmidir. 1210, 1785 ve 1850’de tâmir görmüştür. Karataş ve al mermerden yapılan mihrabı, sanat şâheseridir. Düğmeci Mahallesindedir.
Şeyh Fethullah Câmii: Yazıcık semtindedir. On altıncı asır ortalarında Şeyh Fethullah bin Abdülkerîm tarafından yaptırılmıştır. Mihrâbı, minberi ve kırmızı mozaikleri meşhurdur.
Alâüddevle Câmii: Uzun Çarşı Mahallesindedir. Dulkadiroğullarından Alâüddevle Bozkurt Bey zamânında yapıldığı tahmin edilmektedir. Gördüğü tâmirâtlar yüzünden sâdece minâresi ilk günkü gibi zamânımıza kadar gelmiştir. Dulkadiroğullarından günümüze kadar ulaşan tek eser olarak bilinmektedir.
Hüseyin Paşa (Çıkrıkçı) Câmii: Gâziler Caddesindedir. On sekizinci asır başlarında Kethüdâ Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Çok köşeli minâre iki şerefelidir.
Ulu Câmi: Kilis ilçesindedir. Memlûkler döneminde Hacı Halil bin Abdullah tarafından 1334’te yaptırılmıştır. Kuzey tarafında dokuz kapı vardır. 1709 ve 1905’te tâmir edilmiştir.
Canbolat Bey Câmii: Kilis’te olup, Kânûnî Sultan Süleymân Han devrinde Beylerbeyi Canbolat Bey tarafından yaptırılmıştır. Kare plânlı, tek kubbeli Osmanlı câmilerinin ince örneklerindendir. Tekye Câmii de denir. Kudüs’teki Kubbet-üs-Sahrâ’ya benzer. Mihrâbı taş işçilik bakımındançok güzeldir.
Şeyhler Câmii: Kilis’in Şeyhler Mahallesindedir. 1665’te Abaza Hasan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Minâresi sekiz köşeli olup, kalın ve kısa gövdelidir.
Leylek Câmii: Nizip ilçesinde olup, çok eski ve târihî hâtırası büyük mânevî değeri olan bir câmidir. İlkbaharda leylekler gelince, bu câminin şerefesine yuva yapmalarından dolayı bu isim verilmiştir. Büyük İslâm kumandanlarından Hâlid bin Velîd radıyallahü anh, Irak’ta Bizans ordusunu yenince, Nizip’e gelip, Leylek Câmiinde misâfir kalmıştır. Çok sevdiği Hasan Mader’i (rahmetullahi aleyh) bu câmiye imâm tâyin etmişti. Bu zâtın türbesi câminin bahçesindedir. O zamâna âit câmi, zamanla yıkılınca, yeniden tâmir edildi.
Ramazaniye Medresesi: Ahmed Çelebi Câmii yanındadır. 1713’te Seyyid Ahmed bin Şeyh Ramazan tarafından yaptırılmıştır. Aslı tek katlı olan medresenin üstüne günümüzde bir kat daha ilâve edilmiştir.
Mevlevîhâne: Kilis’te hükûmet konağı karşısındadır. Kitâbesinden 1525’te Abdülhamîd Murtaza Efendi tarafından Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî adına yapılmıştır. Halk arasında Aktekke adıyla bilinmektedir. Bâzı bölümleri günümüze ulaşmamıştır.
Debbağhâne Köprüsü: İl merkezinde Alleben Deresi üzerinde yapılmıştır. Yıkık vaziyettedir. Kitâbesinden 1259’da Melik Nâsır tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
Taş Köprü: Nizip Çayı üzerindedir. 1468’de yapılmıştır. 1942’de Hacı Reşîd Efendi tâmir ettirmiştir. 1953’te sel felâketinde tahrib olunca, halk tarafından tâmir ettirilmiştir. Uzunuluğu 23 m, yüksekliği 4.80 m olup, beyaz taştan yapılan üç ayağı vardır.
Eski çağlara âit eserler:
Gaziantep ve çevresinin çok eskiden beri yerleşim merkezi olduğu bilinmektedir. Eski devirlerin en önemli merkezleri olan Tılmen Höyük ve Gedikli bu bölgededir.
Kilise: Nizip’te Romalılardan kalmadır.Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem dünyâyı teşrif ettiklerinde (doğum günü) haçları yıkılan (uçan) 7 kiliseden biridir. Burası uzun zaman câmi olarak kullanılmıştır.
Yeşemek Heykel Atelyesi: İslâhiye’nin 20 km yakınındadır. Karatepe’nin kuzey sırtında kurulmuş açık hava atelyesidir. Dünyâda bir benzeri yoktur. Etilerden kalmadır. Heykeller burada yapılır, sipâriş edilen yerde ise ince işçiliği tamamlanırdı. Hâlen yüzlerce heykel bulunmaktadır.
Kaya Mezarları: Dülükbaba, Ayizlitepe, Dülük ve Halilbaş köyleri civârında bulunan bu mezarlar, 5-15 basamak ile inilen yeraltı mağaraları içindedir. Mağaralarda 3 ile 9 tâne kayadan oyma sâbit lâhitler bulunmaktadır. Romalılardan kalmadır.
Kargamış: Kargamış ilçesi yakınındaki “Kargamış” eski devirlerin en büyük şehirlerinden biriydi. Şehri M.Ö. 10. asırda Hititler kurmuşlardır. Kazılarda Hititlerle ilgili çok eser ortaya çıkarılmıştır. Kargamış harâbelerinden çıkan 10 heykel İngiltere’ye kaçırılmıştır. Bunlar “British Müzesi’ndeki en kıymetli eserlerdir. Gaziantep müzesinde sert taştan “ortostad” (dik düzgün duran taş) parçası, M.Ö. 800 yıllarına âittir. Törene iştirak eden bir insan tasviridir. Geç Hitit devrine âittir.
Belkıs (Zugma): M.Ö. 3. asırdaki bir şehrin kalıntılarıdır. Kale, saray, sarnıç, hamam ve çeşitli harâbeler vardır. Nizip-Birecik karayolu üzerindedir. 30 merdivenle inilen yeraltı mahzeni ilgi çekicidir. Belkıs köyü Nizip’e 10 km uzaklıktadır. Buradan çıkarılıp İtalya, Fransa ve İngiltere’ye kaçırılan eserler, bu ülke müzelerindedir. Kalesi yüksek bir yerdedir.
Kiriş (Korus) “Horoz” Harâbeleri: Kilis’e 20 km mesâfededir. Yapılan kazılarda Romalılar ve İskender devrine âit kale, tiyatro, tapınak harâbeleri ile câmi, çok sayıda sütun başlığı ve Roma sikkeleri bulunmuştur. Câmi yanında hazret-i Dâvûd aleyhisselâmın komutanlarından Orya Nebi’ye âit türbe vardır. Kale içindedir.
Düllük: Gaziantep’e 10 km uzaklıkta târihî ve eski bir şehirdir. Pekçok harâbeler mevcuttur. “Düllûk” ve “Delük” de denir.
Zincirli (Şamal): M.Ö. 1200 yıllarında Hititlerden kalma bir şehirdir. Asurlular tarafından ele geçirilmiştir. Şehir harâbelerinden çıkarılan eserler Ankara ve Berlin müzesindedir. Burası küçük bir Hitit Krallığıydı. Asurlular işgâl ettiler.
Sakçagöz (Keferdiz) Caba Höyük: Saçagöz köyü yakınındadır. Aksu ve Karasu Vâdisinde dört Hitit krallığı vardı. Berlin Müzesinde 971 numaralı “kralın arslan avı” taş üzerindeki kabartma bu höyükten kaçırılmıştır.
Cıncıklı: İslâhiye yakınlarındadır. İslâhiye geçidini korumak için Bizanslılar yapmıştır. Renkli mozayik ve geometrik şekilli resimlerle süslüdür.
Gedikli (Kara) Höyük: Kazılarda eski devirlerden kalma eserlerle Roma’ya âit seramik ve sikkeler bulunmuştur.
Şehitlik Anıtı: Antep savunmasında şehid düşenlerin hâtırasına dikilen anıttır.
Şâhinbey Anıtı: Gaziantep-Kilis yolu üzerindedir. Fransızlara karşı savaşda 28 Mart 1920’de şehîd düşen Şâhin Bey için yapılmıştır.
Arkeoloji Müzesi: Selçuklu devrine âit medresede kurulan bu müzede önemli Hitit eserleri vardır. Müze daha önce Nuri Paşa Câmiindeydi.
Mesîre yerleri:
Orman bakımından zengin olmayan Gaziantep’te mesîre yerleri olarak bağlık ve bahçelik yörelerden ve pınarbaşlarından faydalanılmaktadır. Başlıca mesîre yerleri şunlardır:
Kavaklık: Gaziantep’in içinden geçen Alleben Deresi çevresinde 400 dönümlük yeşil ve ağaçlık bir bölgedir.
Dutluk: İl mekkezine 5 km uzaklıkta, dut ve kayısı ağaçları, soğuk pınarları ve bahçeleri ile güzel bir mesîre yeridir.
Sofdağı: İl merkezine 15 km uzaklıkta havası, suyu ve manzarası çok güzel bir piknik yeridir.
Başpınar: Gaziantep’e 10 km mesâfede soğuk suları ve yeşilliğiyle meşhur bir mesîre yeridir.
Akpınar: Kilis yolu üzerindedir. Yerden sıcak su fışkırır. Burada yapılan çiğ köfte meşhurdur.