Kütahya
Nüfus ve Sosyal Hayat
1990 sayımına göre; toplam nüfûsu 578.020 olup, 241.999’u il merkezi ve ilçelerde; 336.021’i köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 11.875 km2, nüfus yoğunluğu 50’dir.
Örf ve adetleri: Kütahya çok eski bir yerleşim merkezidir. Tarih boyunca Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Makedonya, Bergama, Bitinya, Roma, Doğu Roma(Bizans), Anadolu Selçuklu, Germiyanoğulları ve Osmanlı Devleti bu bölgeye hâkim olmuşlardır.
1079’da Selçuklu Türklerinin Kütahya ve çevresini fethinden sonra, Türk-İslâm kültürü yayılmaya başlamış ve eski kültürler unutulmuştur. Kütahya millî ve mânevî değerlerin, târihî an’anesine sıkı sıkıya bağlı, buram buram târih kokan bir ilimizdir.
Kiraz şenliği, ılıca sefaları, kış eğlenceleri, dinî bayramlardaki hususî havasıyla, mesire yerlerine yapılan hususî gezileriyle, kendisine has düğün âdetleri, zengin folklorü ile Anadolu’daki Türk boylarının özelliklerini taşır.
Mahallî kıyafetleri: Düğün, bayram ve hususî günlerde mahallî kıyafetlere rastlanır. Kadınlar, “Tefebaşı” denilen ince çuhadan yapılmış al veya mavi renkli, motifleri altın suyuna batırılmış gümüş sırma ile gergefte işlenmiştir. “Çintiyan” denilen şalvar ile “fermene” ismi verilen cepken veya yâlık ile uzun bir entariden ibarettir.
Erkek giyimi Ege’nin “Zeybek” kıyafetine benzer. Başta keçe, külah veya fes; içte “kazeke” yakasız gömlek, parçalı sallama cepken; altta şalvar ve “serpuşu” denilen kuşak; ayakta yün çorap, kalçın, mest, papuç veya potin bulunur.
Müzik ve halk oyunları: Ege, Marmara ve Orta Anadolu müzik ve halk oyunları karışmıştır. Ege bölgesinin tesiri daha ağır basar. Zeybek türü oyunlar oynanır.
Mahallî yemekleri: Kütahya’nın mahallî yemekleri zengindir. Meşhur yemekleri şunlardır: Şibit (ıspanaklı börek), mantı, kızılcık tarhanası, cimcik (Mantıya benzer hamur işidir) Üzerine sarımsaklı yoğurt dökülür ve kızgın tereyağ gezdirilir.), labada dolması(ılıbıda dolması veya yalancı dolma da denir. Bulgur pilavını haşlanmış labada yapraklarına sararak pişirirler ve üstüne taze soğan, nâne, hıyar ve süzme yoğurt dökerler.), gözleme, höşmerim, kaygana, kapama, yufka tatlısı, pelüze, dolamber böreği, göveç, küp kebabı, çevirme kebabı ve kuyu kebabı.
Halk ve divan edebiyatı: Kütahya’da çok sayıda halk ve divan şairi yetişmiştir. Halk şairlerinden bazıları şunlardır: Âşık Deli Şükrü, Âşık Sırrı, Arifî, Âşık Ömer, Pesendî ve Kâmilî’dir.
Başlıca divan şairleri ise; Ahmedî, Şeyhoğlu Mustafa, Şeyhî, Ahmed-i Dâî ve Gaybî Sunullah’tır. Evliya Çelebi’nin Ceddi ve lügat yazarı Ahterî Mustafa, Cemalî, Rahimî, Firakî veÜnsî Kütahya’nın yetiştirdiği meşhurlardır.
El sanatları: Kütahya denilince akla çinicilik gelir. Çinicilik on beşinci asırda başlamış, on altıncı asırda çok gelişmiştir. Son asırlarda gerileyen çinicilik son senelerde hızla gelişmektedir. Çok sayıda insan çinicilikle uğraşmaktadır. Kütahya çinileri yurt içi ve dışında meşhurdur. Çinicilikten sonra halıcılık meşhurdur. Binlerce evde halı dokunur. Kütahya halıları aranan halılardır. Kütahya’da oymacılık da isim yapan bir el sanatıdır.
M.Ö. 1500 sene önce Frigler tarafından başlatılan çinicilik, Kütahya’nın sembolü olmuştur. Dünyanın birçok ünlü binasını Kütahya çinileri süslemektedir. Kütahya ve çevresinde bulunan katı maddeler buradaki çini atölyelerine getirilir, değirmende su ile öğütülüp elenir. Ayrı bir havuzda hepsi karıştırılır. Suyu süzüldükten sonra 25 gün dinlendirilir. Dinlenmeden sonra hamuru öğütülerek çakmak taşı konur. Hamurun içine bir miktar tebeşir de eklenir. Hamurun içinde, kilosunda % 40 su bulunan bu karışık, çarka götürülmeye hazırdır. Çarkın başında çalışan ustalar çok küçük yaşlarda bu işi öğrenmeye başlarlar. Mârifetli elleri ile işledikleri hamura istedikleri şekli veren bu kişiler en az 30-40 sene bu işi yaparlar. Hazırlanan eşyalar, vazolar bakır kazanların içine doldurularak sırlanır. Bu işler sırasında desenlerin üzeri kapanır ve tekrar fırına gönderilerek 950°C’de pişirilir, boyanır. Çiniler kalıplardan çıkarıldıktan sonra düzenli bir şekilde itinayla ustalar tarafından fırınlara yerleştirilir. Daha sonra yakılan fırında ısı 800°C’ye kadar yükseltilir. İçine bin parça çini eşya alabilen bu fırınlardan eşyalar ancak 5 gün geçtikten sonra çıkarılır.
Eğitim: Kütahya târih boyunca “kültür şehri” olarak isimlendirilmiş, çağların kültür hazinelerini sinesinde taşımıştır. Tarihi gibi kültürü köklü, sağlam ve zengindir. Okuma-yazma oranı yüzde 87’ye yükselmiştir. İlde 52 anaokulu, 705 ilkokul, 80 ortaokul, 11 meslekî ve teknik ortaokul, 17 lise ve 19 meslekî ve teknik lise vardır. Bütün ilçelerinde lise bulunur.
Eskişehir’deki AnadoluÜniversitesine bağlı iki yüksek okul vardır. Bunlar Kütahya İdarî Bilimler Yüksek Okulu ile Kütahya Meslek Yüksek Okuludur. Merkez ilçe Vahit Paşa Kütüphanesi ile Tavşanlı Halk Kütüphanesi çok kıymetli ve zengin eserlerle doludur. Kütahya Mevlevîhânesi ve Molla Bey kütüphânelerindeki kitaplar, Vahit Paşa Kütüphânesine getirilmiştir.