Menü Kategoriler
Coğrafya
Şanlı Ay Yıldızlı Al Bayrak
18 Nisan 2024 Perşembe
Diyarbakır

Tarihi Eserler ve Turistik Yerler

Diyarbakır, târihî eserler bakımından çok zengindir. Turizme elverişli ise de yeterli alt yapı te’sisleri yoktur. Târihî eserlerin çoğu Türk- İslâm medeniyetine âittir.

Diyarbakır Kalesi: Dünyânın günümüze ulaşan en büyük şehir surları Diyarbakır’dadır. Dicle vâdisinden 100 m yükseklikte bir düzlük alana kurulmuştur. Çeşitli devirlerde tâmir edilmiştir. Kale dış ve iç kale olarak iki kısımdır. Dış kalenin uzunluğu 5, iç kalenin ise 3 kilometredir. Kalenin 82 burcu vardır. Kalenin yüksekliği 10-12 m, kalınlığı 3-5 metredir. Dış kalenin 4 kapısı vardır: Dağ (Harput) Kapısı, Dicle (Yeni) Kapısı, Mardin (Teli) Kapısı ve Şanlıurfa (Rum) Kapısıdır. İç kale çember şeklinde ve dış kalenin kuzey doğusundadır. Bu kale içinde Artuklusarayı, câmi, kemer ve viran kale denilen ilk kalenin kalıntıları vardır. Kalenin havadan görünüşü kalkan balığına benzer. Kalede Artukoğulları, Selçuk, Osmanlı ve Akkoyunlu kitabeleri vardır. Çin seddinden sonra dünyânın en uzun, sağlam ve geniş surlarıdır. Yedi Kardeşler, Sen-Ben, Keçi Burçları kalenin en büyük burçlarıdır. Kalede koğuşlar, mahzenler, sarnıçlar ve depolar vardır. Dicle’ye bakan kısmı hâriç diğer yanları savunma hendekleriyle çevrilidir. Bu hendekler bugün dolmuştur. Kale duvarları kabartma ve oyma motiflerle süslüdür.

Silvan Kalesi: Çok eski bir târihe sâhiptir. Kesin târihi belli değildir. 532’de Bizans imparatoru Birinci Justinyen tamir ettirdi. İki surla çevrili dikdörtgen şeklindedir. 1185’te Hülâgu’nun ordusu büyük tahribat yapmıştır. Çınar ilçesindeki Mirhıdır ve Zerzeva kalelerinin yerleri kalmıştır. Kaleler tamâmen yok olmuştur. Hazro ilçesinde Tercil, Mihrani ve Aydınlar kalelerinin burç, sarnıç ve sur kalıntıları vardır.

Ulu Câmi: Diyarbakır’da Bizans devrinde yapılan Mar Tuma Kilisesini hazret-i Ömer zamânında 639’da feth eden İslâm ordusu câmi hâline getirmiştir. Bu câmiyi 1090 senesinde Selçuklu Hükümdârı Melikşah yeni baştan inşâ ettirdi. Anadolu’nun en eski câmisidir. 80x80=1600 m2 saha kaplar, iki şadırvan, muhteşem cümle kapısı, mimberi ve mihrabı bir sanat âbidesidir.

İçkale (Nâsıriye) Câmii: 1155’te Selçuklular tarafından yapılmış, Osmanlı ve Cumhûriyet devrinde tâmir görmüştür. Bu câmiye hazret-i Süleymân Câmii, Narıyye Câmii de denir. Arap mîmârî tarzı hâkimdir. Diyarbakır’ın en eski câmilerindendir.

Nebi Câmii: Selçuklular tarafından yapılmıştır. Uzun ve dikdörtgen şeklinde olan minâresi, bir sıra ak ve bir sıra kara taştan örülmüştür.

Peygamber Câmii: Osmanlı mîmârîsinin tipik bir örneğidir. Kânûnî Sultan Süleymân Han yaptırmıştır.

Şeyh Muhtar (Mutahhar) Câmii: On beşinci asırda yapılmış olup, Akkoyunlulara âit bir eserdir. Dört kısa sütun üzerine oturtulmuş minâresi ilgi çekicidir. Dünyâda benzeri olmayan bir biçimde yekpâre dört sütun üzerine inşâ edilmiştir.

Ömer Şeddâd Câmii: Mardin Kapısı girişindedir. 1150’de İnaloğulları zamânında yapılmıştır. Genelde süslemesizdir.

Hoca Ahmed Câmii: Mardin Kapısı yakınlarındadır. 1489’da Hoca Ahmed tarafından yaptırılmıştır. Yan mekanlı ilk Osmanlı câmilerinden küçük bir yapıdır.

Ali Paşa Câmii: 1534-1537 arasında Hadım Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mardin Kapı ile Urfa Kapı arasındadır. Osmanlı sanatının genel niteliklerini birleştiren bir yapıdır.

Sefâ Câmii: On beşinci asır yapısı olup, minâresinin güzelliği ve mihrabının işçiliği ün yapmıştır. Ulu Câminin batısındadır. Akkoyunlular döneminin önemli eserlerindendir.

Melek Ahmed Paşa Câmii: On altıncı asır yapısıdır. Melek Ahmed Paşa yaptırmıştır. Kâidesi çini mozayiklerle süslüdür. Minâresi çok güzeldir. Urfa Kapı yakınındadır.

Hüsrev Paşa Câmii: Hüsrev Paşa tarafından 1526’da yaptırılmıştır. Mîmârîsi çok güzeldir. Mardin Kapı yakınındadır. Medrese olarak yapılmış olup, 1728’de minâre eklenmiştir.

Hasan Paşa Câmii: Hasan Paşa tarafından 1575 senesinde yaptırılmıştır. Güzel bir Osmanlı eseridir.

Fâtih Paşa Câmii: Diyarbakır’ı fetheden Osmanlı kumandanı Bıyıklı Mehmed Paşa tarafından 1522’de yaptırılmıştır. Türbesi yanındadır. Dokuz vezir (beylerbeyi) ile Osmanlı kumandanı Özdemiroğlu Osman Paşa türbeleri bu câmi yanındadır. İldeki ilk Osmanlı eseridir.

Behram Paşa Câmii: Osmanlı eserlerinin en büyük ve önemlisidir. 1522’de inşâ edilmiştir. Tek minârelidir. Kapısı ve mihrabı bir sanat şâheseridir.

Selâhaddîn Eyyûbî Câmii: Silvan’da olup, 12. asırda Selâhaddîn Eyyûbî tarafından yaptırılmıştır. Silvan’ın en büyük câmisidir.

Kara Behlül Bey Câmii: 1950’de Osmanlı Sancakbeyi Kara Behlül Beyin Silvan’da yaptırdığı güzel bir câmidir. 1899’da minâresi eklenmiştir.

Târihî Eyyûbîler Minâresi: Silvan’dadır. Mîmârî kıymeti büyüktür. 5 tabakadır. Üzeri süslerle bezenmiştir. Yüksekliği 35 m olup, dikdörtgen şeklindedir.

Çermik Ulu Câmii: Kale Mahallesindedir. On ikinci asırda Artukoğullarından Fahreddîn Karaarslan yaptırmıştır. Selçuklu Sultânı Üçüncü Alâeddîn Keykûbâd döneminde tâmir edilmiş ve minâre eklenmiştir.

Silvan Ulu Câmii: 1031’de yapıldığı zannedilmektedir. 1157’de Artukoğlu Necmüddîn Alpî ve 1224’de Eyyûbîlerden Ebü’l-Muzaffer Şehâbeddîn Gâzi tarafından tâmir ettirilmiştir. Mihrap önü kubbesinin büyük tutulduğu câmilerin ilk örneğidir.

Zinciriye Medresesi: Ulu Câminin batısındadır. Kitâbesinde 1198’de Mimar Îsâ Ebû Dirhem’in yaptığı yazmaktadır. Küçük avlulu, tek katlı bir yapıdır.

Mesudiye Medresesi: Ulu Câmi yakınındadır. Artuklu devrinin en önemli eserlerindendir. Kitâbesinde 1199’da Ebû Muzaffer İkinci Sökmen devrinde inşâsına başlanıp, 1223’te tamamlandığı yazılıdır. Mîmârı Câfer ibni Mahmud’dur. İki katlı, açık avlulu bir yapıdır. Çok süslü taş işçiliğini yansıtan kemerleri ilgi çekicidir. 1934’te müze hâline getirilmiştir.

Ali Paşa Medresesi: Mardin Kapı ile Urfa Kapı arasında Ali Paşa Câmii yanındadır. 1543-1547 arasında Hadım Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Tek katlı bir yapıdır.

Muslihiddîn Ları Medresesi: İbariye, Perli medrese olarak da bilinir. Sey Sefâ Câmii yakınındadır. On beşinci asrın ikinci yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Tek katlıdır.

Abdullah Paşa Medresesi: Çermik’te 1757’de Çeteci Abdullah Paşa tarafından yaptırılmıştır. İkinci Abdülhamîd Han zamânında Çermik Rüştiye Mektebi olarak kullanılmıştır. Günümüzde tâmir edilmiş olan medrese, câmiye çevrilmiştir.

Hâtuniye Medresesi: Hani ilçesinde Ulu Câminin yakınındadır. On üçüncü asır eserlerindendir. Günümüzde yıkık bir vaziyettedir.

Sahâbeler Türbesi: İçkale’de Kale Câmi bitişiğindedir. Girişinde 1631-1633 arasında Silahdâr Mustafa Paşanın yaptırdığına dâir kitâbe vardır. Bâzı kaynaklarda 639’da yapıldığı yazılmaktadır. Diyarbakır’ı fethe gelen ve burada şehid düşen Eshâb-ı kirâm yatmaktadır.

Hüsrev Paşa Hanı: Mardin Kapısının hemen yanındadır. 1527’de Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Deliller Hanı da denilmektedir. İki bölümden meydana gelen han, geniş bir alana yayılmıştır.

Hasan Paşa Hanı: Ulu Câminin doğu girişindedir. 1575’te yapılmıştır. Doğu Kapısının işçiliği çok güzeldir.

Çifte Han: Hasan Paşa Hanının güneyindedir. On altıncı asırda yapıldığı tahmin edilmektedir. Zaman zaman gördüğü tâmirâtlar yüzünden ilk şeklini kaybetmiştir.

Yeni Han: Zinciriye Medresesi arkasındadır. 1789’da Seyyid Hacı Abdullah yaptırmıştır. İki katlıdır. Diğer hanlara göre sâdedir.

Malabâdî Köprüsü: Silvan yakınlarında Batman Çayı üzerinde târihî bir köprüdür. 1147’de Artukoğullarından Tîmûrtaş bin İlgâzi tarafından yaptırılmıştır. Uzunluğu 220 m, eni 7 metredir. Kemerlerinin genişliği 38.60 m olup, dünyâdaki taş kemerli köprülerden, kemeri en geniş olanıdır. Üzerinde iki geçiş kapısı ve iki ada vardır. Cumhûriyet devrinde iki defâ tâmir görmüştür ve ilk yapılış şeklinin büyük özelliğini kaybetmiştir.

Haburman Köprüsü: Çermik ilçesi Haburman köyü yakınındadır. Sinek Çayı üzerinde kurulmuştur. 1179’da Artukoğlu Necmeddîn Alpi’nin kızı Zübeyde Hâtun tarafından yaptırılmıştır. Üç gözlü olup, boyu 107 m, genişliği 5.50 metredir.

Dicle Köprüsü: Mardin Kapısına 3 km uzaklıkta, Silvan yolu üzerinde bir köprüdür. Mervanoğullarından Nizâmüddevle Nasr tarafından 1065’te yaptırılmıştır. On gözlü olup, 180 m boyundadır.

Hasune Mağaraları: Silvan-Batman karayolunda tepeler üzerindedir. Üç yüze yakın mağara vardır. Birbirine koridorlarla bağlı olup, bir mağaralar şehridir. Çivi yazılar, şekiller ve oymalar vardır.

Dokyanus Şehri: Eshâb-ı Kehf’de ismi geçen şehir. Lice’nin 18 km batısında bir tepe üzerinde kurulmuştur. Şehir surlarla kuşatılmıştır.

Mesire Yerleri: Diyarbakır, târihî eserler yönünden çok zengin olduğu kadar tabiî güzellikler bakımından fazla zengin değildir. Mesire yeri olarak akarsu boylarından, târihî kalıntılardan faydalanılmaktadır.

Kaplıcaları: Diyarbakır’ın başlıca şifâlı suları, Çermik Kaplıcası ve Anakaris Suyudur.

Çermik Kaplıcası: Diyarbakır-Çermik yolu üzerinde olup, Çermik’e 3 km uzaklıktadır. Termal tesisleri bulunan kaplıca, kadın hastalıkları, üst solunum yolu kronik iltihapları, romatizma hastalıklarına iyi gelir.

Anakaris Suyu: Hani ilçesine 3 km uzaklıkta olup, içme kürleri sarılık ve karaciğer hastalıklarına iyi gelir. Böbrek taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur. Kaynağın çevresinde tesis yoktur.