Menü Kategoriler
Coğrafya
Şanlı Ay Yıldızlı Al Bayrak
19 Mart 2024 Salı

Myanmar (Birmanya)

DEVLETİN ADI: Birmanya Birliği Sosyalist Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: Rangoon
YÜZÖLÇÜMÜ: 676.577 km2
NÜFUSU: 43.466.000
RESMİ DİLİ: Birmanca
DİNİ: Budizm, İslamiyet, Hıristiyanlık, Animizm
PARA BİRİMİ: Kyat

Güneydoğu Asya’da bulunan; kuzey ve kuzeydoğusunda Çin, batısında Hindistan ve Bangladeş, doğusunda Laos, güneydoğusunda Tayland ile komşu olup, Bengal Körfezi ve Andaman Denizinde geniş kıyılara sahip bir ülke. Birmanya ve Burma olarak da bilinir. Uzak Doğu Asya’nın bütün tipik özelliklerine sahiptir.

Tarihi

Birmanya tarihi hakkında bilinen bilgiler eskidir. Orta Asya’dan Moğol ve Türk asıllı kavimler buraya göç yapmışlardır. On birinci asırda kurdukları bir devletle tarih sahnesinde yer işgal eden Birmanya, 13. asırda Kubilay Han tarafından işgal edilmiştir. Daha sonra çeşitli hanedanların idaresi altında 19. asrın ortalarında refah seviyesi yüksek bir ülke haline gelen Birmanya, 1882’de İngilizlerin istilasına uğradı. İngilizler önce diğer sömürgesi olan Hindistan’a bağladıkları Birmanya’yı daha sonra direkt bir şekilde kendilerine bağladılar (1886). İkinci Dünya Savaşında Japonların işgaline uğrayan ülke, Japonların yenilmesiyle sona eren harbin nihayetinde (1945’te), İngilizlere karşı bir bağımsızlık savaşı başlatarak, 4 Ocak 1948’de İngilizlerin çekilmesiyle bağımsızlığını ilan etti. 1974’te kabul edilen bir anayasa ile sosyalist bir idare kuruldu. 1988’de demokrasi yanlısı hareketi bastırarak iktidara el koyan askeri yönetim, bütün partileri dağıttı. Askeri yönetimin başında bulunan General Saw Maung, 1992’de geçirdiği sinirsel bir rahatsızlık yüzünden görevi bırakmak mecburiyetinde kaldı. Yerine General Tan Shwe geçti (1993).

Fiziki Yapı

Fiziki özellikleri bakımından bir sadeliğe sahip değildir. Çok yüksek dağlar, yüksek yaylalar, alüvyonlu ovaların hepsi mevcuttur. Dünyanın en yüksek sıradağları olan Himalaya Dağlarının son uzantıları Birmanya’nın batısında bulunur. Bu sıradağlar ülkenin kuzeyinde aniden sarplaşır ve yüksekliği 5000 metreye varan tepeler halini alır. Güneye doğru alçalarak gider. Burada Arakan Sıradağları ismini alır. Batıdaki bu sıradağların güneybatıdaki kolu denize dik bir şekilde ulaşırken, bu dağların bir uzantısı olarak denize pekçok küçük adacıklar teşekkül etmesine sebep olurlar. Bu bölgede deniz sığ ve kayalık olduğu için gemiler için ulaşım elverişli değildir.

Batıdaki sıradağların kuzeyi, ülkenin de kuzey kesimini teşkil eder ki, bu yörede dağlar Theing-Wang Razi Tepesinde ülkenin de en yüksek noktası olarak 6024 metreye ulaşır. Bu bölgeden doğan İrrawadi Nehri, doğusunda ülkeyi bir uçtan diğer uca 2200 km olan uzunluğuyla kat ederek, Bengal Körfezine dökülür. Bu ırmağın kollarıyla beraber meydana getirdiği havza, ülke topraklarının yarısından fazlasını teşkil eder.

Kuzeyde hızlı akmasına rağmen, gittikçe hızı yavaşlayan İrrawadi Irmağının güneyden itibaren 1450 kilometrelik bir bölümü nehir ulaşımına elverişlidir. Denize döküldüğü yerde geniş bir delta teşkil eder. Ulaşıma elverişli olması sebebiyle bu nehrin ülke hayatında önemli bir yeri vardır.

Ülkeyi kuzeyden güneye kateden batı sıradağları ve ortada İrrawadi Havzasından sonra, doğuda yine kuzeyden güneye kateden Chan Yaylası yer alır. Bu yaylanın yüksekliği 1000-2000 m arasında değişirken, yaylanın kuzey kısımları kurak, çıplak ve tarıma elverişli olmayan arazilerle kaplıdır. Güney kesimleriyse zengin tropik bitki örtüsüyle bezenmiştir. Pekçok akarsuyun bulunduğu Chan Yaylasındaki en önemli nehir, bu ülke topraklarındaki uzunluğu 1700 km olan Salven Nehridir. Chan Yaylası güneyde Malaka Yarımadasına kadar uzanarak denize dik yamaçlar halinde ulaşır. Bu yaylanın da denize ulaşması batı sıradağlarında olduğu gibi denizde gemilerin seyrine engel teşkil eden kaya adacıkları şeklindedir.

İklim

Bütün Güneydoğu Asya ülkelerinde mevcut olan muson iklimi genel olarak Birmanya’da da hakimdir. Ülke yengeç dönencesi üzerinde bulunduğundan, kışın karalardan denizlere doğru esen kuru; yazın ise denizlerden karalara doğru esen bol yağışlı muson rüzgarları, ülkenin iklimindeki en önemli unsurdur. Ülkenin doğusundaki yüksek yaylalarla, batısındaki yüksek sıradağlar, yağışların bölgelere göre dağılımına tesir etmektedir. Birmanya’nın en çok yağış alan bölgeleri; Arakan Sıradağlarının batı kesimi ile İrrawadi Nehrinin denize döküldüğü yerde teşkil ettiği Delta Ovası ve Chan Ovasının güney kesimleridir. Bu bölgelerde senelik yağış ortalaması 5000 milimetreyi geçer. İç bölgelerde muson rüzgarlarının tesiri pek fazla olmadığı için yağış da azdır. Ülkenin muson rüzgarlarına maruz kalan güney bölgeleri bol yağışlı olup, senelik sıcaklık farkları 17-39°C civarında değişir. Kuzey kısımlarında nisbeten daha kurak ve soğuk bir iklim hakimdir.

Tabii Kaynaklar

Birmanya, tabii kaynaklar bakımından çok zengin bir ülkedir. Ülkenin % 60’ı tropikal ormanlarla kaplı olup, bu ormanlarda fil, kaplan, arslan, maymun gibi vahşi hayvanlar bulunur. Yeraltı zenginlikleri de oldukça fazla olan ülkede petrol, tabii gaz, kalay, çinko, kurşun, tungsten, altın, gümüş, bakır ve yemiştaşı gibi maden kaynakları vardır. Nehirlerinde ve denizlerde bol miktarda çeşitli balıklar mevcuttur.

Nüfus ve Sosyal Hayat

43.466.000 olan nüfusu değişik etnik gruplar meydana getirir. Bu etnik gruplardan en önemlileri; Birmanyalılar, Karenler,Şanlar, Şinler,Kaşınlar ve Kayahlardır. Ancak nüfusun % 74’ünü Birmanyalılar teşkil etmektedir. Bunlardan başka Bangladeş,Hindistan ve Çin’den gelen göçmenler de ülke nüfusunda az da olsa bir yekün teşkil ederler.

Refah seviyesinin çok düşük olduğu Birmanya’da halk, kazıklar üzerine bambudan yaptığı evlerde yaşar. Evlerini kazıklar üzerine yapmalarının sebebi; muson yağmurları sebebiyle sık sık maruz kaldıkları sellerden korunmak içindir. Halk, genellikle çiftçilikle uğraşmaktadır. Resmi dilin Birmanca olmasına rağmen, halkın ancak % 65’i bu lisanı konuşmakta, geri kalanlar ise kendi bölgelerine mahsus olan çeşitli dilleri konuşmaktadır. Birmanya halkı genel olarak geleneklerine bağlı, an’anelerinden vaz geçmeyen bir millettir. aile kavramı; anne, baba, kardeşler, dayı, teyze, amca, hala, dede, nine, yeğenlerden müteşekkil topluluktur. ailede söz sahibi olan kimse mutlaka babadır. Halkın ekseriyeti Budizm dinine inanır. İslamiyetin, halkın genel kültür seviyesinin yükselmesiyle gittikçe yayıldığı Birmanya’da Hıristiyanlık ve Hindu dinleri çok dar sahalarda kalmıştır. Okur-yazar oranının % 70 gibi yüksek bir rakam olmasına rağmen, bu sadece okur-yazar olmaktan ileri gitmeyen halkın kültür seviyesinin yüksek olmasını ifade etmemektedir. Orta öğretim yapan okulların sayısının çok sınırlı olduğu ülkede bir tek üniversite vardır. Sağlık hizmetlerinin de yetersiz olduğu hastahanelerde nüfusa göre yatak sayısı da çok azdır.

Siyasi Hayat

1948’de bağımsızlığını ilan ettikten sonra, Birmanya’da parlamenter demokratik bir rejim benimsendi. Meclis ve Senato’nun teşkili, devlet ve hükumet başkanlarının seçiminden sonra komünist ve bölücülerin meydana getirdikleri kargaşalık neticesinde ordu yönetime el koydu. Seneler sonra hazırlanan anayasa, 1974’te halk oyuna sunularak kabul edildi. Bu anayasa neticesinde, Birmanya Sosyalist Federal Cumhuriyeti oldu. İdari bakımdan 50 vilayete ayrılmıştır. Bunların çoğunluğu küçük şehirlerdir.

Ekonomi

Dünyanın geri kalmış ülkelerinin başta gelenlerinden olan Birmanya’da ekonomi tarıma dayanmaktadır. Çok bol olan madenler, tarımdan sonra ekonominin dayandığı ikinci büyük faktördür. Ülkede üretilen en önemli tarım ürünü, bütün Uzakdoğu ülkelerinde olduğu gibi pirinçtir. Halkın temel gıda maddelerinin başında gelen pirincin ülke içerisindeki tüketimden artanı ihraç edilir. Buğday, mısır, akdarı, susam, baklagiller, pamuk, çay ve şekerkamışı ülkede üretilen diğer tarım ürünleridir. Tarım en ilkel usullerle yapılmaktadır. Gür tropik ormanlar ekonomiye kereste, kauçuk üretimi şekliyle katkıda bulunurlar.

Madenler bol olmasına rağmen işlenememektedir. Ülkedeki petrol üretimi, İkinci Dünya Savaşından önceki seviyesine henüz ulaşmış değildir. Sanayisi yok denilebilecek seviyede olan Birmanya’da, çok az sayıda çimento, kağıt, dokuma ve şeker fabrikaları vardır. Fildişi ve tahta oymacılığı ile ipekçilik ve mücevherat yapımı yaygındır. Ticaret de, bütün ekonomi kolları gibi çok geri kalmıştır. Balıkçılık mevcut sularda çok az yapılmaktadır. Daha ziyade nehirlerde yapılan balıkçılığın yanısıra son zamanlarda deniz balıkçılığı da yaygınlaşmaktadır.