Menü Kategoriler
Coğrafya
Şanlı Ay Yıldızlı Al Bayrak
25 Nisan 2024 Perşembe

Genel Bakış

Bu inceleme, ülke ve ittifakların politika ve strateji oluşturmalarında baş rolü oynayan jeopolitik ve jeostrateji kavramlarını açıklamak ve Türkiye’nin günümüz şartlarında yer aldığı jeopolitik ortamı belirlemeyi amaçlamaktadır.

Coğrafya, insanoğluna toprağı, suyu, havayı, beslenme ihtiyaçlarını kısaca her şeyi bahşetmiş bir varlıktır. İnsan da onun değerlerini anlamaya çalışmış, toplumsal yaşam geliştikçe yaşadığı topraklara ve çevresine sahip olma, geliştirme, hatta onu genişletme ve artırma duygusu da gelişme göstermiştir.

Tarih boyunca toplumsal yaşamda ve toplumlararası mücadelelerde coğrafyanın değeri bilinerek hareket edilmişti. İskender, Anibal, Sezar, Cengiz, Attila gibi kıtalararası uzun seferler yapan liderlerin harekete geçmeden önce hedef ülkelerin ve aradaki coğrafi bölgelerin özelliklerini incelemeden ve buna göre hareket istikametlerini tespit etmeden yola çıktıklarını düşünmek çok yanlış olur. Ancak konunun bilimsel bir tarzda ele alınışı yakın tarihlere hemen hemen 20. yüzyıl başlarına rastlamaktadır.

Coğrafi muhiti politikada kullanma sanatı olan Jeopolitik, kavram olarak bu dönemde anlam kazanmaya başlamış ve özellikle iki dünya harbi arasında geliştirilmiştir. Dünya hakimiyeti peşinde koşan veya güçlü kalma uğraşı veren ülkeleri, ortaya attıkları teorilerle etkileyen büyük jeopolitikçiler çoğunlukla bu dönemde yaşamışlardır.

Jeopolitiği tanımlama ve yönlendirmede çatışan düşüncelerin yer aldığı dönemler olmuş ve bu alanda çalışan bilim adamlarını kaygılandıran görüşler ve yönelimler olmuştur. Rus Prof. J.W. Semyenov, en sevdiği çalışma konusunun Almanlarca dejenere edilmesi üzerine görüşlerini iki kelime ile ortaya koymuştur. “Faşist Jeopolitik”. J.De Castro ise “bu kadar çok ihtilaf konusu olan ve nefret edilen bu kelimeye hakiki manası verilmelidir” diyerek endişesini dile getirmektedir.

Jeopolitik yeni ve genç bir bilim dalı sayılabilir. Hatta oluşumu ve gelişimini tamamlayıp temeline oturduğu bile söylenemez. Bu nedenle, Dr. Erich Obest, “Jeopolitik iyice öğrenilmeden meşgul olunursa tehlikeli yolların ve polemiklerin açılmasına neden olunur. Jeopolitik devletin coğrafi vicdanı olmak ister” diyerek kaygılarını dile getirme ihtiyacını duymaktadır. İyi bilmemenin ötesinde, günümüzde aşırı uçlarda gezinen bazı bilim adamlarının jeopolitiği kullanarak (bilhassa sosyo-kültürel alanda) büyük çaptaki çatışmalara zemin yaratmaya çalışmakta, etnik gruplar yaratarak veya mevcutları kaşıyarak ülkelerin parçalara bölünmesine gayret etmektedirler.

Jeopolitik hükmetme görüşüdür, hükmetme ve iktidar olma bilimidir.

İnsan sosyal zirveye yakınlaştıkça jeopolitiğin anlamını, yararlarını kavramaya çalışır. Jeopolitik, üst düzey siyasetçilerin bilimidir. Günümüzün devlet adamları ve askerleri jeopolitiği iyi bilmek ve anlamak zorundadırlar.

Pierre Célérier bu zorunluluğu şöyle ifade etmektedir.

“Komutan ve devlet adamı birbirleriyle uyum içinde, öyle ki bazen tek bir fert halinde olmalıdırlar. Bunlar, Jeopolitik ve Jeostrateji olarak adlandıracağımız kendilerini ilgilendiren sahalara tatbik edilen modern coğrafyanın kavramlarında buluşur ve anlaşırlar”.

Konu Başlıkları
Genel Bakış
Jeopolitiğin Tarihi Gelişimi
Türkiye Jeopolitiği
Avrasya
ABD'nin Hedefleri
Avrupa Birliği'nin Hedefleri
Rusya
Balkanlar
Orta Asya (Türkistan)
Ortadoğu
Yeni Koşullar ve Türkiye
Kaynakça